ZEYTİNYAĞI MUCİZESİ

Çanakkale’den İzmir yönüne doğru giderken Ayvacık’a bağlı Küçükkuyu’da Adatepe Zeytinyağı Müzesi dikkat çeker. Özellikle tatilcilerin merakla gezdiği bu müzede zeytinyağının üretim aşamalarına tanık olabilirsiniz. 

Zeytinyağının da müzesi mi olur demeyin, oluyor; Adatepe Zeytinyağı Müzesi onlardan biri. Elbette zeytinciliğin tam kalbinde yani Ege kıyısında. Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu’da kurulan ilk Türk zeytinyağı müzesi Adatepe, 2001’den bu yana ziyarete açık. Aynı zamanda bir zeytinyağı fabrikası olan ve aktif olarak üretim yapan müze terk edilmiş bir haldeyken restore edilerek faaliyete geçirilmiş. Zeytinin toplandığı andan yağının çıkarılıp şişeye gireceği ana kadar tüm aşamalarını küçük bir gezintiyle öğrenmek isteyenler için Adatepe Zeytinyağı Müzesi keyifli bir mekan.

 

Fabrikanın sahipleri, ilk etapta yalnızca kendileri ve yakın dostları için zeytinyağı üretiyormuş. Ancak ürettikleri zeytinyağları o kadar beğenilmiş ki, ünü gün geçtikçe yayılmış ve sonunda ticarete başlayıp üretimi geliştirmişler. Kendi logolarını taşıyan özel cam şişelerde piyasa sürülen zeytinyağları, fabrikanın sahiplerinin memleketi “Adatepe” ismini almış.

 

Zeytinin halleri

Adatepe Zeytinyağı Müzesi’ni dolaşıp da zeytinyağının nasıl yapıldığını öğrenmeden dönmek olur mu? İyi bir zeytinyağı için öncelikle tam olgunlaşmamış halde toplanması gerekiyor zeytinlerin. Eğer olgunlaşıp, bozulmaya yüz tutarsa meyvemsi tadını yitiriyor zeytinler. Bu nedenle zeytinlerin, ağaçtan toplandığı gibi baskı için kullanılan “taş”a hemen aktarılması gerekiyor.

 

Taş baskı tekniği uygulanan en eski ve hatta en ilkel yöntem. Ancak sunduğu lezzet harcanan emeğe değiyor. Bugün birçok yerde makinelerin yaptığı bu işi eskiden taş değirmenler yapıyormuş. Adatepe Zeytinyağı Müzesi’nde de bu değirmenleri görmek mümkün. Bugün de taş baskı yöntemiyle halen üretim yapanlar var. Silindir şeklindeki büyük granit taşlarla ezilen zeytinler püre haline getiriliyor. Bu esnada zeytinler havayla temas ediyor. Modern sistemlerde ise bu işlem tamamen kapalı olarak yapılıyor. Muhtemelen taş baskı zeytinyağlarının daha lezzetli olmasının nedenini de bu. Sonraki aşamada ise püre haline getirilen zeytinler kolay sızdıran torbalara koyularak süzülüyor. Burada torbalardan “sızan” zeytinyağı karanlık odalarda dinlendiriliyor ve pamuk filtrelerden geçirildikten sonra şişeleniyor. Kalan zeytin hamuru ise birkaç kez daha sıkılıyor. Ancak bu defa sıcak su kullanılarak yapılıyor sıkım işlemi. İkinci sıkımdan çıkan yağın kalitesi biraz daha düşük. İlk sıkıma “soğuk sıkma” deniliyor.

YAZAR: Büşra Cansın